Sirenia, İsveç ve Finlandiya’lı gothik-senfonik gruplarına cevap niteliğinde 2001 yılında kurulmuş bir Norveç grubu. Fakat Mayhem, Burzum veya Gorgoroth gibi Norveçli gruplar camiada yerini sabitlemiş durumdayken, Norveç’in senfonik anlamda litaratürde hiç yeri yok. Bu yüzden grubun herşeyi Morten Veland, Tristania grubunda ayrılarak Sirenia’yı oluşturuyor, grup 4. albümünü ve son albümü olan “The 13th Floor”u 2009’ı piyasaya çıkarıyor.

Ben, Sirenia’yı ilk defa duyduğumu, ve doğal olarak ilk defa dinlediğimi itiraf etmek durumundayım. Grup elemanlarının sirkülasyonu çok fazla. Ama en önemli hareket, Sirenia 2006 senesinde, 3.albümleri olan “Nine Destinies and a Downfall” için Danimarka’dan yeni bir bayanı, Monika Pedersen’i transfer ediyor. Fakat Pedersen 1 sene içinde istifa ediyor, hatta grubun Therion ile çıktıkları turne iptal oluyor. Hemen yerine X Factor’un İspanya versiyonundaki yarışmacı Ailyn’i dahil ediliyor. (X Factor : Pop Idol muadili bir yarışma.)

 

Hemen burada bayan vokal kısmına müdahale etmekte fayda var, çünkü grubun altyapısı fena değil fakat vokal bir felaket. Yarışmadan alırsan olucağı budur, tamam doğru, ritimler aşırı öldürücü değil, o da doğru, lakin sonuçta düzgün bir kurgu var. Senfonik tarafları biraz klişe, grup şarkılarda kendini yenileyen bir grup da değil, ama bu Ailyn denen bacımızla grubun bir yere gitmesi hiç mümkün değil. Halbuki İspanya’nın yüzbinlerce katedral ve kilisenin arasından muhakkak gothik bir cevher çıkmıştır, çıkacaktır, veya çıkmalıdır.

Fakat bunun Sirenia’ya yansımadığı kesin. Çok cılız, çok pop, çok mıymıy olan bu vokalin acilen değiştirilmesi taraftarıyım.

 

Albümün şarkı listesi şu şekilde;

01. The Path to Decay
02. Lost in Life
03. The Mind Maelstrom
04. The Seventh Summer
05. Beyond Life’s Scenery
06. The Lucid Door
07. Led Astray
08. Winterborn 77
09. Sirens of the Seven Seas

 

“The Path to Decay” fena değil. “Lost in Life” çok tanıdık bir melodi gibi geliyor ve şirin. “The Mind Maelstrom” klasik şarkılarından. “Beyond Life’s Scenery” dinlenebilir şarkılardan. Diğer şarkılardan “Led Astray” ve  “Sirens of the Seven Seas” ise melodik ve tempolu. Totalde şöyle diyebiliriz; Sirenia sıkılmadan dinleyebileceğiniz bir grup. Hatta, tam nasıl bir grup biliyor musunuz, hani bir festivale gidersiniz, esas grup 10’da çıkıcaktır. İşte Sirenia o değil. Ondan önce de 8’de bir grup vardır. Sirenia o da değil. Bir de 6’da bir grup vardır. Böyle akşamüstü saatlerinde, elinizde bira ile festivale giriş yaparsınız. Güneş batmak üzeredir. Arkadaşlarınızı görürsünüz, arkada grup çalarken onlarla muhabbet edersiniz. İşte Sirenia o gruptur.

Yorumlar